Battlefield 1 İnceleme

Battlefield 1, DICE ekibi tarafından geliştirilen ve Electronic Arts tarafından 2016 yılında piyasaya sürülen birinci şahıs nişancı türünde bir oyundur. Oyun Birinci Dünya Savaşı’nı konu almasıyla oldukça dikkat çekmiştir. Biz de Battlefield 1 inceleme yazısını olabildiğince nesnel bir şekilde sizlere ulaştırmaya çalışacağız. Hazırsanız başlayalım!

Battlefield 1 Hikayesi ve Anlatmaya Çalıştıkları

Battlefield 1, gerçek bir savaşı konu almasının etkisiyle son derece vurucu ve duygusal bir hikâye anlatımı sunuyor. Oyun, 1. Dünya Savaşı’nın farklı cephelerinde geçen ve beş ayrı karakterin gözünden anlatılan beş farklı hikâyeye sahip. Bu sayede, savaşın yalnızca bir tarafını değil, farklı milletlerden ve sınıflardan gelen askerlerin yaşadığı zorlukları ve fedakârlıkları deneyimleme fırsatı buluyorsunuz.

Bu hikâyelerden birinde, Mark V model bir tankı kontrol ederek mürettebatınızla birlikte düşman hatlarını yarıp belirli bölgeleri ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Ancak bu yalnızca bir savaş aracı kullanmaktan ibaret değil; tank ekibinizle olan bağınız, savaşın getirdiği ağır psikolojik yük ve cephenin yıkıcı atmosferi, hikâyeye daha derin bir boyut katıyor. Özellikle ekip içindeki dostluk ve hayatta kalma mücadelesi, oyuncuya savaşın mekanik bir çatışmadan çok daha fazlası olduğunu hissettiriyor.

Bir başka hikâyede ise henüz askerlik çağına gelmemiş bir genç, orduya katılabilmek için yaşını büyük göstererek askere yazılıyor. Oyuncu olarak, bu gencin savaşın acımasız gerçekleriyle yüzleşmesine tanıklık ediyor ve ona rehberlik ediyorsunuz. Genç, savaşın başında cesaret ve macera arayışı içinde olsa da, ilerleyen süreçte savaşın soğuk yüzüyle karşılaşıyor. Bu hikâye, savaşın yalnızca kahramanlıklardan ibaret olmadığını, genç insanların hayatlarını nasıl altüst ettiğini ve savaşın ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne seriyor.

Hikayelerin birbirinden farklı olmasına rağmen olay örgüsünün bozulmaması ve hem duygusal hem de heyecanlı bir hikaye deneyimi ile Battlefield 1 son derece etkileyici bir hikayeye sahip.

Battlefield 1 Grafik ve Optimizasyon

Battlefield 1’in grafik anlamında da döneminin ötesinde bir oyun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Oyun, Frostbite oyun motorunun gücünü sonuna kadar kullanarak 1. Dünya Savaşı’nın kaotik atmosferini etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Patlamaların, silah efektlerinin ve çevresel detayların işlenişi, oyuncuya adeta savaş alanında olduğuna dair güçlü bir his veriyor. Özellikle ışıklandırma, parçacık efektleri ve dinamik hava koşulları sayesinde her sahne sinematik bir deneyim sunuyor.

Oyun, çıktığı dönemde RTX ve DLSS gibi modern teknolojilere sahip olmamasına rağmen, muhteşem optimizasyonu sayesinde yüksek performans sunmayı başarıyor. Yüksek kare hızlarında akıcı bir deneyim yaşatmasının yanı sıra, düşük donanıma sahip sistemlerde bile görselliğinden çok fazla ödün vermeden oynanabiliyor. En düşük grafik ayarlarında bile atmosferin etkileyiciliğini koruyan Battlefield 1, en yüksek ayarlara çıkarıldığında ise savaşın ortasındaymışsınız gibi hissettiren bir görsellik sunuyor.

Özellikle detaylı karakter modellemeleri, savaşın yıkıcı etkilerini gösteren çevresel tahribat sistemi ve geniş ölçekli haritalar, oyunun görselliğini daha da güçlendiriyor. Çamurla kaplanan silahlar, patlamalar sonrası oluşan toz bulutları ve savaş alanında yükselen duman efektleri gibi küçük detaylar, oyunun sinematik hissini artıran unsurlar arasında yer alıyor. Tüm bunlar, Battlefield 1’in teknik anlamda ne kadar başarılı bir oyun olduğunu ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ görsel anlamda etkileyiciliğini koruduğunu kanıtlıyor.

Tekrar Oynanabilirlik ve Oynanışın Monotonlaşması

Battlefield 1, sunduğu birbirinden farklı hikâyeler ve her bir hikâyede oynanışı kısmen değiştirmesi sayesinde kendini tekrar etmeyen bir deneyim sunuyor. Oyunun her bölümü, farklı karakterler, savaş senaryoları ve oynanış dinamikleri ile çeşitliliği artırarak oyuncuya 1. Dünya Savaşı’nın farklı cephelerinde benzersiz deneyimler yaşatıyor. Ancak, son hikâye olan “Nothing is Written” (Hiçbir Şey Yazılmadı) ne yazık ki bu çeşitliliği tam anlamıyla yansıtamıyor ve diğer bölümler kadar etkileyici bir deneyim sunmakta zorlanıyor.

Bu bölümde Zara Ghufran karakterini yöneterek Osmanlı İmparatorluğu’na karşı savaşan Arap isyancılarının mücadelesine katılıyoruz. Ancak önceki bölümlerde bulunan yoğun aksiyon sahnelerinin aksine, bu hikâyede büyük ölçüde gizlilik odaklı bir ilerleyiş benimsenmiş. Oyuncunun düşman üslerine sessizce sızması ve belirli hedefleri ele geçirmesi gerekiyor. Elbette, bu gizlilik mekaniği oyunun tekdüzeliğini kırmak ve farklı bir oynanış deneyimi sunmak adına eklenmiş bir özellik. Fakat, uygulanış biçimi nedeniyle aksiyonun eksikliği hissediliyor ve görevler zaman zaman sıkıcı hâle gelebiliyor.

Özellikle gizlilik mekaniğinin kısıtlı olması, bu bölümde yaşanan en büyük hayal kırıklıklarından biri. Oyuncuya farklı taktikler sunan çeşitli ekipmanlar veya oynanışı çeşitlendirecek yeni mekanikler eklenebilirdi. Örneğin, susturuculu silahlar veya düşmanı gizlice etkisiz hâle getirebilecek yeni araçlar gibi eklemeler yapılabilirdi. Ancak mevcut durumda, bir düşmanı susturuculu bir keskin nişancı tüfeğiyle öldürdüğünüzde bile yakındaki düşmanlar sizi fark edebiliyor ve alarma geçebiliyor. Bu da gizlilik mekaniklerinin yeterince rafine edilmediğini ve oyuncuya esneklik sunmadığını gösteriyor.

Bölümün temposu da diğer hikâyelere kıyasla daha yavaş. Özellikle oyunun önceki bölümlerinde yer alan yoğun tank savaşları, hava çatışmaları ve büyük ölçekli piyade savaşlarından sonra, burada uzun süre gizlilikle ilerlemek zorunda kalmak bazı oyuncular için sıkıcı olabiliyor. Bölümün ilerleyen kısımlarında aksiyon artsa da, diğer hikâyelerde bulunan büyük çaplı çatışma anları bu bölümde yeterince tatmin edici seviyeye ulaşmıyor.

Sonuç olarak, “Nothing is Written” bölümü, Battlefield 1’in sunduğu çeşitliliğe katkı sağlamaya çalışsa da, oynanış bakımından diğer hikâyeler kadar etkileyici olamıyor. Eğer gizlilik mekaniği daha iyi işlenmiş olsaydı ve oyuncuya daha fazla seçenek sunulsaydı, bu hikâye de diğer bölümler kadar akılda kalıcı olabilirdi. Ancak mevcut haliyle, aksiyon severler için biraz hayal kırıklığı yarattığını söylemek mümkün.